Tarım ve Orman Bakanlığı’nca hazırlanan “İçme-Kullanma Suyu Havzası Koruma Planı Hazırlanmasına Dair Usul ve Esaslar Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ”, 6 Nisan 2024 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı. Yürürlüğe giren düzenleme ile birlikte, içme ve kullanma suyu havzalarını korumaya yönelik bilimsel araştırmalar ve halkın katılımı göz önünde bulundurularak belirlenen özel hükümleri yok sayan kritik bir düzenleme kararı alındı. Düzenlemeyle birlikte, doğal afetler, salgın hastalık, kuraklık gibi durumlarda bakanlık tarafından hazırlanacak bir rapor ile birlikte belirlenen özel hükümler değiştirilebilecek. Buna göre, içme-kullanma suyu havzalarının çevresinde maden ve tarım faaliyetlerine, toplu konut ve otel yapımlarına, sanayi tesisi kurulmasına tek bir raporla izin verilebilecek. Konuyla ilgili düzenlemede şu ifadeler yer aldı:
“Doğal afetler, salgın hastalık gibi halk sağlığını tehdit eden durumlar, meteorolojik, tarımsal, hidrolojik kuraklık ile ekosistemin korunmasına ilişkin olarak acilen tedbir alınması gereken hallerde, Yönetmeliğe aykırı olmayacak şekilde mevcut koruma planlarında ihtiyaç duyulan değişikliklere yönelik Bakanlıkça bilimsel rapor hazırlanır/hazırlatılır.”
Söz konusu hükümlerin değişmesiyle, su havzalarının çevresinde maden ve tarım faaliyetlerine, sanayi tesisi kurulmasına ve toplu konut yapılmasına izin verilebilecek. T24’ten Cengiz Anıl Bölükbaş’a konuşan konuşan CHP PM Üyesi ve eski Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Baran Bozoğlu, “Büyükşehir belediyelerinin çoğunluğunu CHP’li adaylar kazandı. Su ve Kanalizasyon İdareleri de bu belediyelerin idaresinde olacak. Bizim bu alanları korumaya yönelik tutumumuzu sürdüreceğimiz için böyle bir değişiklik kararı aldılar. Su havzalarımızı, kaynaklarımı kirletmek ve yapılaşmaya açarak riske atmak için yapılmış bir düzenleme” dedi.
Belediyeler su havzalarının korunması için özel hükümler belirlemişti. Tarım Orman Bakanlığı tarafından daha önce de “İçme-Kullanma Suyu Havzalarına Dair Koruma Yönetmeliği” çıkarılmıştı. Yönetmelikle birlikte su havzalarının etrafında yapılaşmaların, madencilik ile tarım faaliyetlerinin, kurulacak sanayi tesislerinin hangilerine izin verileceğine ilişkin özel hükümlerin belirlenmesine yönelik karar alınmıştı. Bu kapsamda, büyükşehir belediyelerine bağlı Su ve Kanalizasyon İdareleri, su havzalarını korumaya yönelik özel hükümler belirledi. Hükümlerin belirlenmesi sürecinde bilimsel çalışma yapan ekipler, bölgelerden numune alarak laboratuvar incelemeleri, ekosistem değerlendirmeleri ve kuraklık analizleri yaptı. Bu süreçte, bölgede bulunan halkın katılımı da gözetildi. Karar verilen özel hükümler, Tarım ve Orman Bakanlığı’na iletildi. Bakanlık tarafından kabul edilen hükümler yerel gazetelerde yayınlandı.
“MUTLAK KORUMA ALANLARI”NDA FAALİYETLER YASAKLANMIŞTI
Yine bu kapsamda “Mutlaka Koruma Alanı” olarak belirlenen bölgelerde madencilik, sanayi tesisler ve tarıma izin verilmemesi kararı alındı. “Kısa Mesafe Alanları”n da bazılarında organik tarıma izin verildi.
Baran Bozoğlu, rapor formatının kuraklık, salgın ve afet gözetilerek güncellenmesine ilişkin olarak şunları söyledi: “Zaten özel hükümler bu kriterler göz önünde bulundurularak belirleniyordu. Bilimsel araştırma ekipleri bu durumların hepsini teker teker inceliyorlardı. Yapılan güncelleme yapılan değişikliğe kılıf uydurmak için yapıldı. Düzenlemeyle birlikte belirtilen raporu kimin hazırlayacağı ve nasıl değerlendirme yapılacağı belli değil. Tamamen çalakelem hazırlanmış bir raporlar özel hükümleri by pass ederek değiştirecekler.”
“AKP’NİN BELEDIYELERİ KAYBETMESİNİN ARDINDAN BU KARAR ALINDI”
Söz konusu değişikliği 31 Mart yerel seçimlerinin ardından gelmesine dikkat çeken Bozoğlu, “AKP seçimde büyük bir kayıp yaşadı. Büyükşehir belediyelerinin çoğunluğunu CHP’li adaylar kazandı. Su ve Kanalizasyon İdareleri de bu belediyelerin idaresinde olacak. Bizim bu alanları korumaya yönelik tutumumuzu sürdüreceğimiz için böyle bir değişiklik kararı aldılar. Bu değişiklikle birlikte, istedikleri madencilik tesisine, toplu konut projelerine, otel projelerine ve yapılaşmalara izin verebilecekler” diye konuştu.
Daha önce özelleştirilen termik santrallerine ilişkin de benzeri bir düzenleme yapıldığını hatırlatan Bozoğlu, şunları söyledi:
“Bu termik santrallerin faaliyetleri çevresel yatırımlarını yapmadıkları gerekçesiyle durdurulmuştu. Bu santrallerin en büyük problemi atık sahalarıydı. Mevzuata uygun değildi. Sonra yönetmeliği değiştirdiler. ‘Hazırlanacak olan bilimsel raporla atık sahası uygunluk raporu verilir ‘dediler. Tüm engelleri teker teker aştılar. Aynısını burada da yapıyorlar. Su havzalarımızı, kaynaklarımı kirletmek ve yapılaşmaya açarak riske atmak için yapılmış bir düzenleme. Yıllarca yapılan bilimsel araştırmalar ve halkın katılımı göz ardı edilecek. Bu düzenlemenin önüne geçmek için tüm hukuki süreci başlatacağız. Bu yanlıştan derhal dönülmesi gerekir.”